3 Mart 2013 Pazar

insanlar haksızken daha çok bağırırlar

Yaklaşık yarım saattir öylece ifadesiz oturan adamın sakinliği hızlı adımlarla gelen ve nefes almadan konuşan kadının sesiyle bozuluyor. Kadın o kadar çok konuşuyor ki, beni ortamdan soyutlamayı başarıp nerede olduğumu unutturmuş kitabımdan kafamı kaldırıp, "Derdi ne bu kadının?" dememe sebep oluyor. 

Dinlemeye koyuluyorum. O kadar gözlerimi dikerek ve çekinmeden dinliyorum ki. "Ne dinliyorsun?" ya da "Ne bakıyorsun?" dese cevabım bile hazır. "Sen benim huzur alanıma az önce izinsiz girdin, ben de şimdi aynısını sana yapacağım" diyeceğim ama sormuyor.

Telefonda konuştuklarını, Profilo'yu nasıl Cevahir olarak algıladığını, adeta Cem Yılmaz'ın dediği gibi Cevahir'in tarihçesinden başlayarak anlatıyor. Polo Garage'ın önünden geçerken beğendiği bluzu da büyük bir rahatlıkla iliştiriyor araya. Bir yukarı bir aşağı koşuşturduğunu, Cevahir'deki Starbucks'ların hepsine baktığını ama adamı bulamadığını anlatıyor.

Adam aynı yüz ifadesiyle sadece araya bir cümle sıkıştırıyor: "Dinlemiyorsun ki"

Kadın yine devam ediyor. "Ay ben nasıl yanlış anladım. Senin mesajını da geç gördüm.Hemen geldim." (Adam durumu tahmin edip bir de mesaj atmış, ilerleyen dakikalarda anlıyorum) 

Ve en sonda da büyük finali yapıyor: "Normalde başkası yapsa ortalığı birbirine katacağım bu eziyeti ben kendime nasıl yaptım!"

Adamı beklettiği, belki de keyifli Pazar gününü mahvettiği ya da geç kaldığı için bir kez bile özür dilemiyor.

Aklıma yine o cümle geliyor:

"İnsanlar haksızken daha çok bağırırlar"...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder