17 Haziran 2013 Pazartesi

dur

Odam da tıpkı ruhum gibi, İstanbul sokakları gibi, hatta ülkem gibi dağınık. Ne kadar toplasam da olmuyor. O da isyan ediyor, direniyor. Bu iş bitene kadar da böyle devam edecek gibi..
 
Pes ediyorum, katlamadan bırakıyorum elimdekileri öylece yere, bir yığın halinde.

Yatağıma uzanıp hareketsizce tavana bakıyorum biraz. Sonra 15 dakikadır twitter'a bakmadığım için vicdan azabı hissediyorum. Açıyorum, timeline hiçbir şey yapmadan saatlerdir "duranadam" ile dolu.

İçim canlanıyor tekrar ve sonra diyorum ki "bazen öylece durmak, olduğun gibi,olduğun şekilde meğer ne güzel bir şey imiş."

Sonra kafamı kaldırıp odamla anlaşma yapıyorum.

"Nasıl durmak istiyorsan öyle dur."

3 Haziran 2013 Pazartesi

kanat





Thom Yorke'un Let Down parçasında dediği gibi - bunca gazdan sonra, her şeye rağmen direnen - bu güzel insanların da bir kimyasal reaksiyon sonucu kanatları çıkar mı yakında?