18 Aralık 2012 Salı

kirpi ağacı ve normal




Kirpi Ağacı demişler kendilerine.. Yaptıkları müziğin sağlamlığını ve kalıcılığını ağaca, parçalarını da kirpilere benzetirim Porcupine Tree’nin. Çünkü;


Kirpi toprak içine açtığı tünellerde, kovuklarda barınır, yalnızca geceleri etkindir, çok zehirli böcek ya da yılanları avlayabilir ve pek çok zehre insanın dayanabildiğinin 7 katı daha dayanıklıdır.


Porcupine Tree parçalarının sözlerini, anlatmak istediklerini gecenin sessizliğinde, kendi kovuğunuza çekildiğinizde, her biri ortalama 7-8 dakika süren yolculuklara tek başınıza çıktığınızda anlayabilirsiniz. Ağır, çoğu zaman sizi rahatsız eden, bir yerlerde gizlediğiniz duyguları açığa çıkaracak sözleri ile yüzleşmeye hazılıklı  olmanız gerekir. Müziği ile başlayan sevme hissi, sözleri ile aniden çıkan kirpi dikenleri gibi dokunduğu yerleri acıtabilir.


“Progressive Rock nedir?” sorusuna en güzel yanıtları bulabilirsiniz: Sözler,vokaller, - benim gibi tekrarlanan ritimlerden sıkılan birisiyseniz-  şarkı içerisinde yapılan geçişlerle 15 dakikanın nasıl geçtiğini anlayamayacağınız kadar dinamik melodiler.. Grubun vokali ve hatta pek çok fikrin başladığı kişi Steven Wilson da bu grupta belirtilmesi gereken ayrı bir detay.


İşte böyle günlerden bir gün bir şarkılarında “Normal” kavramını incelemişler. Aslında kendimizi oynadığımızı, herkesin yapması gerekeni yaptığını, tüm dünyanın bu şekilde ruhsuzlaştığını ama bunun nasıl da normal olarak algılandığını anlatmışlar. Sıkılınca olduğu yerde durup, ellerini kavuşturup somurtarak oradan uzaklaşmayı dileyen normal bir çocuk olmak yerine ; daha yaşlı, inişleri çıkışları olan ama daha duygusal bir birey olabilmeyi istemişler.




Şarkı ile ilgili ilginç bir nokta da “in absentia” albümündeki “Trains” şarkısının 3:52-4:25 arası melodik kısmını “Fear of a Black Planet” albümündeki “Sentimental” parçasında kullanıp, Sentimental’daki nakaratı da olduğu gibi “Normal” parçasına taşımışlar.

Şu şekilde arka arkaya dinlerseniz fark edeceksiniz:


Şu da dinlemeye yeni başlayacaklar için bonus olsun



(*sufflör sitesi 18 Aralık 2012'de yayımlanan yazımdır.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder